Rüyada camiye girmek, din işlerini yapmaya, caminin İslam sembolü olmasından dolayı Melik'e, helal ile haram arasını ayıran hakime, insanın ticaret maksadiyle kıymet işine çıktığı pazara delalet eder. Şehir camii, ana, baba, hoca ve öğretmen gibi kendisine itaat lazım olan herkese delalet eder. Mazlum olarak camiye girmek, adalete, Kur'an'a askeri çok olduğu için denize, temizlik yeri olan hamama, huşu yeri olan kabre, yıkanmaya, güzel kokuya, susmaya ve kıbleye yönelmeye delalet eder. Şehir camii, düşmandan korukup korkudan emin olmak için yapılan kaleye delalet eder. Caminin tavanı melikin yakınları ve haline müttali olan kimselerdir. Caminin direkleri, devlet büyükleri ve amirleridir. Caminin lambaları, icap ettiği zaman verdiği malıdır. Caminin sergileri, devletin adaletine ve kendisine itaat eden alimlerine delalet eder. Caminin kapıları melikin kapıcısı ve perdarıdır. Minaresi ise melikin vekili veya habercisidir. Cami, hakime delalet ederse, direkleri hakimin idaresinde bulunan evkafıdır. Lamba ve mumları, asrının fakihleridir. Sergileri, hakimin hükümlerini icra etmesi, yahut ilimlerden çıkardığı meselelerdir. Caminin tavanı ise hüküm vermede müracaat ettiği kitaplarıdır. Minaresi, hakimin, halk. üzerine faziletini göstermek için insanları toplamaya kalkışmasıdır. Minberi kölesi, mihrabı da hanımı ve ona layık olan şeyidir. Bazan da caminin mihrabı helal rızka ve saliha zevceye, minaresi, vezir ve imama, bazan da minare, müzesine, Kur'an-ı Kerim okuyana, minberi de hatibine, kapısı kapıcısına, idarecisi de lambalarına delalet eder. Cami veya camiye mahsus olan bir şeyde meydana gelen fazlalık ve noksanlığın tabiri, caminin delalet ettiği şeye aittir. Fakat müslüman meliklerin yolculukta yanlarında götürdükleri, bayram namazları ve diğer namazlar için yaptıkları cami, dindarlığa, müslümanların sözlerinin yüceliğine ve düşmanları üzerine galip gelmeye delalet eder. Caminin yanması ve onu rüzgarın uçurması rüya sahibinin kaybolmasına, mülkünün değişmesine delalet eder. Caminin etrafında olan şadırvan, subaylar ve askerler için kışlalar gibidir. Şehir camii, oranın halkına delalet eder. Caminin kubbesi ve yüksek yerleri, şeı+rin :reislerine, aşağı tarafları ise şehrin avam halkına, direkleri, zikir yapanlara, ilim tahsil edenlere ve ibadet ve taata devam edenlere delalet eder. Caminin mihrabı, imamına, minberi sultan yahut hatibine, kendileri şehrin alimleri, hayır sahipleri ve cihad edenlerine delalet eder. Caminin sergileri, şehrin hayır sahiplerine ve namaz kılmak için camide toplananlara delalet eder. Caminin müezzini, şehrin hakimi, sözü dinlenip kabul edilen amirlerine itaat edilen, halkı hidayete davet eden ve duasına inanılır alimlerine delalet eder. Caminin kapıları, şehrin işçileri, bekçileri, polisleri ve emniyet mensuplarıdır. Bu, zikrolunan şeylere iyilik ve kötülükten kavuşan şeyin tabiri umumen yahut hususen onun delalet ettiğine aittir.